Sendikamızın Başkanlar Kurulu Toplandı

Sendikamızın Başkanlar Kurulu, 23-24 Ocak 2010 tarihlerinde Ankara’da toplanarak, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının gündem konularına ilişkin sendikal politikaları değerlendirdi.

Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirilen Başkanlar Kurulu Toplantısının ilk günü, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Metin Memiş, yaptığı konuşmada, Başkanlar Kurulunun, hizmet kolumuzda çok önemli sorunların yaşandığı bir dönemde gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Sağlık-Sen’in yaklaşık 400 bin sağlık ve sosyal hizmet çalışanına, hizmet sendikacılığı adını verdiği ilkeleri ışığında hizmet etmeye çalıştığını ifade eden Memiş, “Eğer mücadelemizin adına hizmet sendikacılığı demişsek, elbette böyle bir mücadelenin dikensiz gül bahçesinde sürdürülmesi mümkün değildir. Biz bu dikenli yolun gönüllü yolcularıyız. Hitap ettiğimiz kitlenin sorunlarının çözümünden başka ne geçmişte, ne bugün ne de gelecekte hiçbir hedefimiz olmamıştır, olmayacaktır” şeklinde konuştu.

Başkanlar Kurulunun açış konuşmasını gerçekleştiren Genel Başkanımız Mahmut Kaçar, 2001 yılında çıkan 4688 Sayılı Sendika Kanununun, kamu sendikacılığı önündeki en büyük engel olduğunu belirterek, “O gün mevkilerini güçlendirmek için siyasal iktidarla işbirliği yapıp, bu yasaya geçit verenler, şimdi toplu sözleşme ve grev hakkı istiyoruz demektedirler” şeklinde konuştu. Memur-Sen’in yetkili konfederasyon olarak ilk kez oturduğu 2009 toplu görüşmelerine toplu sözleşme hakkı şartını öne sürdüğünü hatırlatan Genel Başkan, “ Kamu çalışanlarına toplu sözleşme ve grev hakkı konusunda tribüne oynamadan somut adımlar atıyoruz. Toplu görüşmelerde mutabakata aldırdığımız toplu sözleşme ve grev hakkı ile ilgili çalıştayı  Şubat ayında gerçekleştiriyoruz” dedi.

YETKİ FARKIMIZI 7 AYDA ORTAYA KOYDUK

Sağlık-Sen’in geçmişteki 7 yıllık dönemden farkını 7 ayda ortaya koyduğunu dile getiren Genel Başkanımız, şunları söyledi:

“Sadece hitap ettiği kitlenin hakları temelinde mücadeleyi esas alan sendikal anlayışımızla hedeflediğimiz bir çok hizmeti gerçekleştirdik. Bunları sağlık ve sosyal hizmet çalışanları yakinen görmektedir. Birileri hizmetlilere kadro kampanyası düzenlerken, biz yardımcı hizmetler sınıfındaki çalışanlara VHKİ kadrosu getirecek olan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının açılmasını sağladık. Birileri sözleşmeli personele kadro kampanyaları ile umut tacirliği yaparken, “biz aldatmayan ve aldanmayan sendikacılık” temel prensibi içinde, sözleşmeli personelin mağduriyetini sona erdirecek adımlar attık. Eş durumu tayin hakkının kapsamını; her iki eşin sözleşmeli olması durumunda dahi yararlanabileceği şekilde genişlettik. Şimdi nakil hakkını alması için uğraşıyoruz. Kadroluların yararlandığı sosyal yardımların sözleşmeli personele de ödenmesi mücadelesi veriyoruz. Biz bu mücadeleyi verirken, sorunlardan nemalanmayla maruf çevreler, Sağlık-Sen’in kadro hakkından vazgeçtiği dedikodusuyla kendilerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar. Sağlık-Sen sözleşmeli personele kadro hakkına adım adım ilerlerken, bu çevreler dedikodu sendikacılığı yürütmektedirler. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları bunu çok iyi görmektedir”

DÖNER SERMAYE ADALETSİZLİĞİNE KARŞI MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEKTİR.

Konuşmasında Tam Gün Yasası’na da değinen Genel Başkan, şunları söyledi:

“ Tam Gün Yasası, maalesef sağlık çalışanlarının temel beklentilerine cevap verememiştir. Ancak sendikal mücadelenin bir süreç işi olduğu unutulmamalıdır. Sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 8 saate indirilmesi konusundaki toplu görüşme talebimiz Tam Gün Yasası ile gerçekleşmiştir. Nöbet ücretlerinin yüzde 300 oranında artırılması yönündeki sendikal talebimiz, Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı taslakta yer almıştı ancak Maliye Bakanlığı’nın tırpanından kurtulamamıştır. Buna karşın nöbet ücretlerinde yüzde 50-66 oranında artış sağlanmış, nöbet ücretinin kapsamına ADSM’ler, 112 personeli ve idari personel de alınmıştır. Yine hekim dışı sağlık çalışanları için en önemli sendikal talebimiz olan döner sermaye tavan oranlarının artırılması ve döner sermaye gelirlerinin emekliliğe yansıması konusu da Tam Gün Yasası’nda tırpanlanmıştır. Yasanın tüm müzakere sürecinde, özellikle döner sermaye dağılımı ve radyoloji çalışanlarının haftalık çalışma süresini artıran düzenlemeye karşı hastane önlerinde de TBMM çatısı altında da tepkimizi ortaya koyduk. Tam Gün Yasası bu haliyle çıkmış olsa da, döner sermaye dağılımındaki bu adaletsizliği gidermeye dönük mücadelemiz sürecektir.”

Laborant ve Veterinerlik mezunu sağlık çalışanlarının YÖK’ün aldığı karar sonucu karşı karşıya kaldıkları mağduriyetin mutlaka çözüme kavuşturulacağını ifade eden Genel Başkanımız, “Sendika olarak bu sorunun çözümü için yoğun bir gayret sarf ediyoruz. Üniversiteler Arası Kurul bu bölümün sağlık çalışanları için yeniden üst öğrenim sayılması yönündeki başvurumuzu ilgili komisyonda yeniden değerlendiriyor. YÖK Başkanımızla yaptığımız görüşmede kendisinden bu konunun takipçisi olacağı sözünü aldık. YÖK’ün kararı ve Sağlık Bakanlığının bu karar uyarınca başlattığı işleme karşı açtığımız yürütmeyi durdurma ve iptal davaları devam ediyor. Sendika olarak yapılması gereken ne varsa, zamanında ve yerinde adımlar atarak gerçekleştirilmiştir. Bu konudaki mağduriyetin kısa sürede çözüme kavuşması için mücadelemiz sürecektir” şeklinde konuştu.

Genel Başkanımız Mahmut Kaçar, konuşmasında toplu görüşmelerdeki en önemli kazanımlarımızdan olan aylık ek ödeme mahsuplaşması ve giyim yardımlarının nakden ödenmesi konularına da değinerek, “Bu iki konuda gerekli yasal düzenlemelerin, en kısa süre içinde çıkmasını bekliyoruz” dedi.

Genel Başkanımızın konuşmasının ardından, şube başkanları illerinde gerçekleştirdikleri sendikal faaliyetler ve sorunları içeren konuşmalar gerçekleştirdiler. Başkanlar Kurulu’nun ikinci gününde ise, Başkanlar Kurulu üyeleri, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin başkanlığında oluşturulan komisyon toplantılarına katıldılar.

Başkanlar Kurulu toplantısı sonunda sonuç bildirisi yayınlandı.  

Sonuç bildirisine ulaşmak için tıklayın

Toplantıdan Görüntüler: